Katarakt Nedir?

 

Yaşlanmadan en fazla etkilenen organlarımızdan biri gözlerimizdir. Hem yoğun kan damarları sebebiyle birçok toksine maruz kalır, hem de dışarıya açık bir organ olduğu ve sürekli ışığa maruz kaldığı için ultraviyole gibi zararlı ışınlara maruz kalır. Görme yetisinin zaman içerisinde azalmasının yanı sıra gözün fiziksel yapısında da bazı değişiklikler olmaktadır. Yaşanılan fiziksel değişikliklerin birisi de katarakt olmaktadır.

Gözlerimizde ışığı kırarak retinaya düşmesini sağlayan şeffaf, oval yapılı bir mercek vardır. Bu mercek kalınlaşıp incelerek kırma gücünü değiştirebilir ve böylelikle uzağı da yakını da net görebiliriz. Bu olaya uyum demekteyiz. Uyum gücümüz çocukken en yüksek düzeyde olup, yaşla beraber azalır. Kırklı yaşlardan sonra gözün uyum yeteneği artık yakını net görmeye yetmez ve yakın gözlüğü kullanmak gerekir.

Yaşla beraber sadece uyum yeteneği azalmaz. Lensin protein yapısında meydana gelen  kimyasal değişiklikler sonucu şeffaf olan lensimiz, yavaş yavaş kesifleşmeye, şeffaflığını yitirmeye başlar. Gözümüzdeki doğal lensin şeffaflığını yetirmesine katarakt denilmektedir.

Katarakt dünya üzerinde görme yetisinin kaybolmasına en çok neden olan sebeplerin başında gelir.

Katarakt çoğunlukla belli bir yaştan sonra görülse de, doğuştan katarakt (konjenital katarakt) hastaları da bulunmaktadır. Bunlar dışında bazı hastalıklara veya ilaçlara bağlı da katarakt gelişebilir.

Katarakt genellikle her iki gözde de oluşmasına rağmen, tek gözde de bulunabilir.

Katarakt Sebepleri

Kataraktlar edinsel (sonradan gelişen) ve doğumsal (konjenital) olarak iki ana başlıkta incelenmektedir.

Edinsel Kataraktlar:

  • Yaşa bağlı (Senil) Katarakt:

En sık görülen katarakt yaşa bağlı olan katarakttır. Yaş arttıkça görülme oranı artar. Bu kataraktlar genellikle yavaş ilerler.

  • Sistemik hastalıklara bağlı Katarakt:

Şeker Hastalığı (Diyabetes Mellitus) katarakta sebep olan en önemli hastalıklardan biridir. Kanda bulunan yüksek glukoz lensin içinde birikerek lensin kırma gücünü değiştirir, uzun dönemde ise katarakta sebep olur. Yaşa bağlı katarakt da, şeker hastalarında daha erken dönemde ortaya çıkar.

Miyotonik Distrofi, Atopik Dermatit ve Nörofibromatozis gibi hastalıklar da kataraktın sık eşlik ettiği sistemik hastalıklardır.

  • İkincil (Komplike) Katarakt:

Başka bir göz hastalığına bağlı ortaya çıkan katarakta ikincil katarakt denilmektedir. Bu hastalıklar şunlardır:

-Üveit

-Glokom

-Yüksek miyop

-Doğumsal retinal distrofiler

  • Travmatik Katarakt

Gençlerde tek taraflı kataraktın en sık sebebi travmadır. Hem kesici-delici yaralanmalar, hem künt travmalar katarakt oluşumuna sebep olabilir.

Bunlar dışında elektrik çarpması, infrared rasyasyon ve göz tümörlerinde uygulanan radyoterapi de katarakt meydana getirebilir.

  • İlaçlara bağlı Katarakt

Hep iki ucu keskin bıçak olarak anılan steroidler, halk arasında kortizon olarak da bilinir, birçok hastalığın tedavisinde kullanılan ilaçlardır. Hem sistemik hem topikal (sadece göz) kullanımı katarakt ve göz tansiyonu(glokom) oluşumuna sebep olabilir.

Steroidlerin kullanımı ne kadar uzarsa ve dozu ne kadar artarsa riskin o kadar arttığı gösterilmiştir. Steroide bağlı katarakt oluşumunda çocukların erişkinlerden daha hassas olduğunu bildiren yayınlar vardır.

Antipsikotik/Nöroleptik bir ilaç olan Klorpromazin, gut tedavisinde kullanılan Allopurinol gibi ilaçlar da uzun dönem kullanımında katarakt oluşumuna yol açabilirler.

Katarakt

Doğumsal (Konjenital) Kataraktlar:

Doğumsal kataraktlar yaşam boyu süren ciddi görme kayıplarının en önemli sebeplerinden biridir. Hastaların yaklaşık yarısında katarakta sebep olan durum tespit edilemez. En sık rastlanan sebep genetik (otozomal dominant) geçiştir, yani anne veya babada katarakt vardır. Hastaların üçte ikisinde her gözde de katarakt mevcuttur.

Doğumsal Katarakt Sebepleri:

  • Metabolik bozukluklar (Galaktozemi, Mannosidoz, Fabry Hastalığı, hipoparatiroidi, hipoglisemi, hiperglisemi)
  • Gebelikte geçirilen enfeksiyonlar (toksoplazma, kızamıkçık, CMV, su çiçeği,vb.)
  • Genetik yatkınlık
  • Bazı sistemik hastalıklar

Doğumsal Katarakt Belirtileri Nelerdir?

Göz kayması, göz titremesi, göz bebeğinin beyaz olması, flaşla çekilen fotoğraflarda göz bebeklerinin kırmızı yerine sarı-beyaz görünmesi gibi belirtiler görülebilir. Hiçbir belirti vermeyebileceği, bu bahsedilen belirtilerin çoğunun katarakt ilerlediği zaman ortaya çıktığı unutulmamalıdır. Bu yüzden doğumdan itibaren göz taramaları oldukça önemlidir.

Doğumsal kataraktlarda tedavi ameliyattır. Eğer hafif düzeyde katarakt mevcutsa bu takip edilebilir fakat görmeyi engelleyen ve görsel gelişimi sekteye uğratma ihtimali olan tüm kataraktlar en kısa zamanda ameliyat edilmelidir.

Kataraktlı bebeklerde görsel prognoz, yani görme gelişiminin ne düzeyde olacağı, kataraktın tek gözde mi çift gözde mi olduğu, kataraktın yoğunluğu ve ne zaman ameliyat edildiğine bağlıdır. Her iki gözde de katarakt olması, çok yoğun olmaması ve 6.-10. haftadan önce ameliyat edilmesi iyi görsel sonuçlar doğurur.

Bebeklerde katarakt ameliyatlarında erişkinlerden farklı olarak yapay lens konulmaz. Göz büyümeye ve değişmeye devam eder. Bu yüzden göz içine kalıcı mercek gözün gelişiminin çoğunun tamamlandığı 2 yaşından sonra ikinci bir ameliyatla yerleştirilir.

Bu ameliyata kadar bebek ya gözlük ya da kontakt lens takmalıdır. Her iki gözden ameliyat olanlarda gözlük veya lens kullanılabilir fakat tek göz ameliyatı olanlarda kontakt lens önerilmektedir.

Doğumsal kataraktın tedavisinin uzun ve yorucu bir süreç olduğu bilinmelidir. Ameliyattan sonra gözlük veya kontakt lens kullanımı, bazen kapama tedavisi ve düzenli kontroller görmenin sağlıklı gelişimi için çok önemlidir.

Katarakt Belirtileri

Katarakt genellikle yaşın ilerlemesi ile ortaya çıkan ve erken evrelerinde herhangi bir belirti vermeyen hastalıklardan birisidir. Hastalarda görülen belirtiler içerisinde şunlar yer almaktadır:

  • Bulanık görme,
  • Görüşün dumanlı ve puslu olması, tülün arkasından bakıyor gibi görme,
  • Işığın yetersiz olduğu ortamlarda daha fazla görme kaybının yaşanması
  • Okuma ve araç kullanma gibi eylemleri yapmakta güçlük çekme,
  • Güçlü ışık kaynaklarının etrafında hale görme,
  • Uzağı ve yakını görememe,
  • Derinlik hissinin kaybolması,
  • Işıktan şikayet etme ve gözlerin kamaşması,
  • Gece görüşünde azalma,
  • Güneşli günlerde görüşün bozulması,
  • Gözlüksüz yakını daha iyi görme,
  • Renklerin zor ve soluk algılanması,
  • Gözlük ihtiyacının azalması,
  • Gözlük numaralarının sık sık değişmesi,
  • Göz merceğinin zaman içerisinde beyazlaşması ve bu durumun diğer kişiler tarafından da fark edilmesi,
  • Göz yorgunluğu,
  • Baş ağrısı

Katarakt Tanısı

Katarakt teşhisinin konulabilmesi için hastanın hikayesi dinlenir, var olan hastalıklar, kullanılan ilaçlar, travma öyküsü gibi bilgiler sorulur. Sonrasında hastalara göz muayenesi yapılır. Öncelikle uzak ve yakın görme keskinlikleri ölçülür. Gözün içine yoğun bir ışık veren biyomikroskop ile hekimler hastaların göz içindeki yapıları ayrıntılı bir şekilde inceleyebilir.

Bu muayene sırasında lensin kataraktan ne kadar etkilendiği de belirlenmiş olur. Bunun için önce damlasız muayene edilir, sonrasında göz bebeğini büyütücü damla damlatılır ve göz bebeği büyüdükten sonra hem katarakt hem de göz arkası muayene edilir.

Bazı ilerlemiş katarakt olgularında lens o kadar sertleşmiştir ki göz arkasına hiç ışık geçirmez. Bu hastalarda göz arkası görülemediği için ultrason ile retinada veya göz içinde herhangi bir ek sorun olup olmadığına bakılması gerekir.

Katarakt Tedavisi

Katarakt oluştuktan sonra ilaç ya da yaşam tarzı değişikliklerinin hiçbir etkisi olmamaktadır. Bu sebeple de katarakt tedavisinde sadece cerrahi tedavi yapılmaktadır.

Her iki gözde de katarakt varlığında belli bir aralıkla (genellikle 1 hafta) her iki göz de ameliyat edilir. Her iki göze aynı anda müdahale önerilmez. Öncelikle daha az gören gözün ameliyatının yapılması tercih edilir.

Katarakt Ameliyatı

Tıp teknolojisinin her geçen gün gelişmesinden dolayı katarakt ameliyatları hastalar açısından rahat ve hızlı bir şekilde gerçekleştirilmektedir. Genellikle lokal anestezi altında uygulanan bu operasyonlarda 2 ya da 3 mm’lik tünel kesilerinden müdahalede bulunulmaktadır. Ameliyat sırasında göz merceği ultrasonik titreşimler ile parçalanarak çıkarılır.

Lensin çıkarılmasının ardından göz içine doğal lensin yerine yüksek kalitede yapay monofokal ya da multifokal lens yerleştirilir. Katarakt ameliyatı sırasında hastaların gözlerine yerleştirilen yapay lens görme kusurlarının da giderilmesini sağladığı için hastalar gözlüksüz olarak uzağı ya da yakını net bir şekilde görebilirler.

Katarakt ameliyatından sonra hastaların hastanede gözetim altında tutulmasına gerek bulunmamaktadır. Katarakt ameliyatı genellikle yarım saat kadar sürer ve hastaların ameliyattan sonraki 4 hafta boyunca göz damlası kullanması gerekir. Ameliyattan sonra hijyene normalden fazla önem gösterilmelidir. Damlalar her seferinde eller yıkandıktan sonra göze damlatılmalıdır.

İlk bir hafta tozlu, kirli ortamlardan uzak durulmalı ve göze su değdirilmemeli-banyo yapılmamalıdır. Katarakt ameliyatından sonra bazı kısıtlamalar söz konusu olsa da hastalar ilk günden itibaren gözünü kullanmaya başlayabilir.

Kataraktan Korunma Yolları

Katarakt oluşumunu tamamen engellemek mümkün değildir. Ancak bazı noktalara dikkat ederek hastalığa yakalanma riski azaltılabilir. Bunların içerisinde gözleri güneş ışığından korumak ya da güneşe direkt olarak bakmamak, şeker hastalığını kontrol altına almak, sigarayı bırakmak ve sağlıklı beslenme bulunmaktadır.

Instagram’da bizi takip etmek için tıklayınız.

Ä°nstagram

Sosyal Medyada Paylaş: